23 Mart 2016 Çarşamba
İKİ YARIMI TOPLAYINCA BİR ETMİYOR...
İKİ YARIMI TOPLAYINCA BİR ETMİYOR..
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.
Asıl eksiklik,çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı ; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.
Önce yalnızdık.
9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı bekledik ve dünyaya ağlayarak geldik.
Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi.
Biraz büyüdükten sonra, kendimizi bildiğimiz anda, içimizi kemiren, kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik : Bir yerde bir eksik var dedik.
Korktuk.
'' Bunun sebebi ne ? '' diye sorduk kendimize. Cevabı yapıştırdık ;
Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var.
O yüzden eksiklik hissediyoruz. Peki, neye sahip olmamız gerekiyor ?
Çocukken ''yaşımız küçük'' diye düşündük. Her istediğimizi yapamıyoruz.
Kurallar, yasaklar var. Büyüyünce her şey yoluna girecek.
Büyüdükçe bir şey değişmedi.
Yine huzursuzduk. İçimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu :
Bir eksik var. Kafamız karıştı. Nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan ?
Nasıl gerçek bu ?
Aklımıza yeni cevaplar geldi : Okulu bitirince geçecek. İşte girince geçecek. Para kazanınca geçecek. Tatile gidince geçecek. Okulu bitirdik, diploma aldık.
Daha çok çalıştık.Daha çok para kazandık. Çalıştık, çalıştık.
Geçmedi '' Bir yerde bir eksik var '' hissi,hala orada duruyordu.
Bu sefer de ''Sevgilimiz olunca geçecek''dedik. Yalnızlığımız sona erince bu illetten kurtulacağız.
Beklemeye başladık.
Derken, biri çıktı karşımıza aşık olduk. Ve anında başka biri olduk.
Daha güçlü, daha güzel, daha akıllı biri. Hesap cüzdanları,hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamıştı.
Sevgilimizin gözlerinde,daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi ve hayranlık gördük.
Sevgilimizin gözlerinde Tanrı'yı gördük.
Sonra bir gün, daha dün bize deli gibi aşık olan insan çekip gidiverdi.
Ya da artık eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ya da başka birine aşık olduğunu söyledi.
Telefonu açmamasından, elimizi tutmamasından, sevişmemesine bahane bulmamasından,zorunda kalmamak için biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık bir terslik olduğunu.
Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi,bizdik.
Fark etmez. Sonuçta aşk aşk bitti.
Birilerini sevdik,birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik.
Şaşıracak bir şey yok, tabii ki sevmedik.
Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk ? Canımız yanmasın diye duvarların ardına saklanır mıydık ?
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.
Asıl eksiklik,çareyi başkasında aramaktı.
Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.
Herkes beni sevsin diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor,herkes sevgisine şart koyuyor,sınır koyuyor.
Oysa kendime duyduğum sevgi bana yeter diye düşününce,kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor.
Acı diniyor.
CAN DÜNDAR...
İnsanın hissettiklerini, düşüncelerini içten sade cana yakın adeta okuyucuyla konuşurcasına bir üslupla yazar kaleme almış.Yazarın da söylediği gibi hayatımızda bir şeylerin eksik gitmesinden dolayı mutsuz olduğumuzu dile getirmiş. Aslın da insan kedini sevse ortada hiç bir sorun olmayacağını kişinin kendine değer verdiğinde tüm sorunların ortadan kalkacağını söyleyen şair bunu güzel bir şekilde dile getirmiş.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder