21 Nisan 2016 Perşembe

ARAMAK


                                                                 ARAMAK

          Ömür boyu aramak...Yalnız seni aramak.Paslı teneke kutularda,küf kokan dolaplarda,çerçeveler de,tenhalarda,sonra vapurlarda,trenlerde hep seni aramak.Belki bu şehirde değilsin.Ne çıkar? Seni arıyorum ya.Belki de aynı sokakta evlerimiz,sabahları beni görüyorsun işime giderken.Sonra akşamı bekliyorsun,alaca karanlığı...Beni bekliyorsun ya da bir başkasını,bir başkasını.
Hiç gel demeyeceğim sana. Aramak neredeyse ben oradayım.Ayaklarım ne güne duruyor?Yok yok birden karşıma çıkma.Kaç saklan seni aramak istiyorum.
Git bu şehirden haydi git.Dağlara çık o uzak dağlara.Rüzgarların krallığında hüküm sür.Baktın ki oraya da geldim yine kaç.Başını al,açıl denizlere.Gemilerin en güzeli,en büyüğü,dilediğin limana götürmeli seni.Dilediğin yerde demir atmalı.Ben küçük balıkçı kayığı ile peşinden gelsem yeter.Seni arıyorum ya.!
Bir yıl beş yıl on yıl değil;Beşikten mezara kadar aramalı insan.Ama ne aradığını bilmeli.Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından.Okyanus dalgaları üstünden bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli, Yalın ayak koşmalı yollarda,ayaklarını sivri taşlar kesip kanatmalı. Çöllerden geçmeli yolu,yanmalı,kavrulmalı.Sonra gözün alabildiğine ak,soğuk ülkelere düşmeli.Buzlar kırılmalı ayaklarını altında,üstüne kar yağmalı.
Bir gün bulacaksam bile parça parça bulmalıyım seni.Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kağıt üzerine yapıştırmalıyım. Saçların Sibirya'da olmalı,dudakların Çin de.Gözlerin hindistan'dabir mabudun gözleri olmalı,ellerin İtalya da bir heykelin elleri.Bulsam da seni parça parça bulmalıyım.
Yine bir yerin eksik kalmalı.
Yeniden yollara düşmeliyim,onu aramalıyım.
Ve tam seni tamamladığım an da ölmeliyim.

                                                                                        ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder