27 Nisan 2016 Çarşamba
HAYAT ÜÇ GÜNDÜR
HAYAT ÜÇ GÜNDÜR
Bulut bulut bembeyaz bir rüyadır çocukluk. Sonraya sadece hatırlananlar kalır. Kenarı tırtıklı sararmış fotoğraflardır vesikaları. Ve yakın akraba sohbetlerinde, ben çocukken... diye başlayan motifler..Büyüklerle beraber sahura kalkma heyecanı.. Ama bir türlü iftar gelmez. Karnı acıktıkça zaman kalır,geçmez olur. Ardından bugün yarım oldu ama yarın tam tutacağı.. diye karar veriş.. Daracık tozlu yollar da hayatın birinci günü bitiverir. Ben çocuk değilim büyüdüm havaları eser..
Gençlik pespembe.Bütün renkler pembenin tonlarıdır.Bıraktığı iz çocukluğa göre daha çok.Bir dolu heyecan.Vatan kurtarma fasılları.. İnsan çocukken gerçeklerden habersiz,gençken gerçeklerin seyircisi.. Ama ne seyircilik. Hep yüksek perdeden yorumlar. Ben olsaydım..diye başlayan, gerçeği yaşayanları küçük görmek ve tenkid. Dünyayı kurtarmaya kalkışan enerjiden böylesi sapmalar beklenmez mi ? Ya oruç ? Sokaklarda oruç muhabbeti vardır. Ben 3 senedir tutuyorum veyahut zaten iftara 2 saat var oyun oynarız geçer..Aslında vakit çoktan geçmiştir bu tartışmalarla ve sevinçli bir koşuşturmaca başlar evlere doğru...Anne ne yemek var ? diye sorulan sorular..
Ya sonrası...
Sonrası ömrün üçüncü günü..Gençlikten sonrası yani..Olgunluk ve ihtiyarlık diye ayırmaya değmez. En güzel iki gün;çocukluk ve gençlik geçip gitmiş zaten.. Son fasıl ağır.. O gençken hafife alınan gerçek adeta bir tokat gibi vuruyor insanın yüzüne.Belli belirsiz bir kambur çıkıyor.Omuzlar hafif çöküyor. Hani insan elinde olmadan düşünerek konuşuyor. Eee rastgele konuşmaların faturası adam ediyor adamı..Bir zamanlar şimşekler çakan gözlerde alabildiğine derin ifadeler var..İnsan diline takılıveriyor.Sabah sekiz otuz ve akşam altıda otobüs durağının sakinlerinden oluyorsunuz.
Ve ömür geçiyor..Hafta sonu tatilleri iki ders arasındaki kısa tenefüsler gibi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder